Çanakkale truva atı içine girilir mi foto çekilir mi

Çanakkale'nin sembolü haline gelen Truva Atı, mitoloji ve tarihin iç içe geçtiği eşsiz bir deneyim sunuyor. İçine girip fotoğraf çekilebilir mi? İşte bu ikonik yapıyla ilgili merak edilenler ve gezi planınıza dahil etmeniz için ipuçları!

Aralık 25, 2025 - 16:43
Aralık 25, 2025 - 16:43
 0  0
Çanakkale truva atı içine girilir mi foto çekilir mi

1. Truva Atı Efsanesi: Ahşap Bir Hediye, Kanlı Bir Zafer

Yahu, Truva Atı deyince akan sular durulur! Hani şu meşhur tahta at var ya, Yunanlıların kurnazlığıyla Truva şehrini ele geçirmesine vesile olan... İşte o efsanevi at, Çanakkale'de yeniden can bulmuş durumda. Tabii ki birebir aynısı değil, biraz daha turistik versiyonu diyelim. Ama heybetiyle insanı etkilemeyi başarıyor. Benim gibi mitoloji meraklısıysan, hele de Brad Pitt'in "Troy" filmine ayrı bir sempatin varsa, bu atı görmek seni alıp o zamanlara götürecek.

Şimdi diyeceksin ki, "Tamam da, bu atın içine giriliyor mu, fotoğraf çekiliyor mu?" Hemen söyleyeyim: Evet, içine giriliyor ve bol bol fotoğraf çekiliyor! Hatta atın tepesine tırmanıp etrafı da seyredebilirsin. Ama şunu unutma, burası sadece tahtadan bir at değil, aynı zamanda tarihin ve efsanelerin de canlandığı bir yer. O yüzden biraz saygılı olmakta fayda var. Atın içinde hoplayıp zıplamak yerine, o atmosferi içine çekmeye çalış.

Bir de şöyle düşün: Yüzyıllar önce bu topraklarda yaşanan savaşları, kahramanlıkları ve ihanetleri hayal et. Belki o zaman atın içindeki tahtalar bile sana bir şeyler fısıldayacak. Şaka bir yana, Truva Atı'nın içine girmek gerçekten de farklı bir deneyim. Kendini o efsanenin bir parçası gibi hissediyorsun.

Gezgin Notu: Truva Atı'nın bulunduğu ören yeri, özellikle yaz aylarında çok kalabalık oluyor. Eğer sakin bir ortamda fotoğraf çekmek istersen, sabah erken saatlerde gitmeni öneririm. Müze kart geçerli değil, giriş ücreti ödemen gerekiyor. Bir de yanına su almayı unutma, çünkü etrafında pek fazla büfe yok.

Ulaşım/Konum İpucu: Truva Atı, Çanakkale şehir merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Buraya özel araçla veya toplu taşıma araçlarıyla ulaşabilirsin. Eğer özel aracın yoksa, Çanakkale'den kalkan Truva otobüslerine binebilirsin. Yakınında yemek yiyebileceğin restoranlar da mevcut. Özellikle yöresel lezzetleri denemeni tavsiye ederim.


2. Atın İçinde Bir Selfie: Tarihle İç İçe Anılar Biriktir

Dostum, itiraf ediyorum, Truva Atı'nın içine girince ben de dayanamadım ve bir selfie çektim! Ama ne selfie... Sanki Helen'i kaçırmışım da, Truvalı askerlerden saklanıyormuşum gibi bir hava yarattım. Tabii ki abartıyorum ama o atmosfer insanı gerçekten de gaza getiriyor. Hele de o tahtaların kokusu, o ahşap dokusu... Sanki yüzyıllar öncesine yolculuk yapmış gibisin.

Atın içinde dolaşırken, o daracık merdivenlerden yukarı çıkarken, aklıma hep o meşhur sahne geldi: Yunanlı askerlerin atın içinden çıkıp Truva şehrini basması... Gerçekten de tüylerim diken diken oldu. Bir de o askerlerin neler hissettiğini düşünmeye çalıştım. Acaba onlar da benim gibi heyecanlı mıydı, yoksa sadece görevlerini mi yapıyorlardı?

Tabii ki atın içindeki her yer fotoğraf çekmek için ideal. Ama bence en güzel fotoğraflar, atın tepesinden çekiliyor. Oradan hem Truva ovasını görebilirsin, hem de o meşhur Bozcaada'yı... Manzara gerçekten de büyüleyici. Bir de gün batımına denk gelirsen, tadından yenmez.

Gezgin Notu: Atın içine girerken dikkatli olmanı öneririm, çünkü merdivenler biraz dik ve dar. Özellikle yaşlılar ve çocuklar için biraz zor olabilir. Bir de atın içinde çok fazla yankı oluyor, o yüzden konuşurken biraz dikkatli olmakta fayda var.

Ulaşım/Konum İpucu: Truva Atı'nın bulunduğu ören yerinin yakınında otopark mevcut. Ama özellikle yaz aylarında otoparkta yer bulmak biraz zor olabilir. Eğer otoparkta yer bulamazsan, yol kenarına park etmek zorunda kalabilirsin. Bir de buraya gelirken yanına mutlaka şapka ve güneş kremi almanı öneririm, çünkü güneş çok yakıcı olabiliyor.


3. Truva Müzesi: Efsanenin İzinde Bir Yolculuk

Şimdi diyeceksin ki, "Tamam, Truva Atı'nı gördük, fotoğraf çektik, e daha ne yapalım?" Dur daha bitmedi! Truva ören yerinin hemen yanında bir de Truva Müzesi var. Burası da görülmeye değer. Müzede, Truva antik kentinde yapılan kazılarda bulunan eserler sergileniyor. Yani o meşhur savaşın, o efsanevi şehrin izlerini burada görebilirsin.

Müzede sergilenen eserler arasında çanak çömlekler, heykeller, silahlar ve takılar bulunuyor. Bu eserler, Truva'nın ne kadar gelişmiş bir şehir olduğunu gösteriyor. Bir de o insanların nasıl yaşadığını, neler yiyip içtiğini, nelere inandığını anlamamıza yardımcı oluyor. Benim gibi tarih meraklısıysan, bu müzede saatlerini geçirebilirsin.

Müzenin en ilgi çekici bölümlerinden biri de, Truva savaşının anlatıldığı bölüm. Burada, savaşın farklı aşamalarını gösteren çizimler ve maketler bulunuyor. Bu çizimler ve maketler sayesinde, savaşın nasıl gerçekleştiğini daha iyi anlayabiliyorsun. Bir de o kahramanların, o savaşçıların neler hissettiğini hayal etmeye çalışıyorsun.

Gezgin Notu: Truva Müzesi'nde müze kart geçerli. Eğer müze kartın varsa, buraya ücretsiz olarak girebilirsin. Müzenin içinde fotoğraf çekmek serbest ama flaş kullanmak yasak. Bir de müzede rehberli turlar düzenleniyor. Eğer rehberli tura katılırsan, eserler hakkında daha fazla bilgi edinebilirsin.

Ulaşım/Konum İpucu: Truva Müzesi, Truva ören yerinin hemen yanında bulunuyor. Buraya yürüyerek veya araçla ulaşabilirsin. Müzenin önünde otopark da mevcut. Yakınında yemek yiyebileceğin restoranlar da var. Özellikle müzeden çıktıktan sonra, Truva'nın meşhur dondurmasını denemeni tavsiye ederim.


4. Homeros'un İzinde: İlyada ve Odysseia'nın Diyarı

Yahu, Truva'ya gelmişken Homeros'tan bahsetmemek olmaz! Hani şu İlyada ve Odysseia destanlarını yazan adam... İşte o Homeros, bu topraklarda yaşamış ve bu destanları burada yazmış. Yani Truva, Homeros'un ilham kaynağı olmuş. O yüzden Truva'yı gezerken, Homeros'un dizelerini de hatırlamakta fayda var.

İlyada destanında, Truva savaşı anlatılıyor. Aşil'in kahramanlıkları, Hektor'un cesareti, Helen'in güzelliği... Hepsi bu destanda yer alıyor. Odysseia destanında ise, Odysseus'un Truva savaşından sonraki maceraları anlatılıyor. Odysseus'un denizlerde yaşadığı zorluklar, karşılaştığı canavarlar, aşkları... Hepsi bu destanda yer alıyor.

Truva'yı gezerken, bu destanları okumak veya dinlemek, o atmosferi daha iyi anlamana yardımcı olacak. Bir de o kahramanların, o tanrıların neler hissettiğini hayal etmeye çalış. Belki o zaman Truva'nın büyüsüne daha da kapılacaksın. Şaka bir yana, Homeros'un dizeleriyle Truva'yı gezmek, gerçekten de farklı bir deneyim.

Gezgin Notu: Truva'yı gezerken yanına İlyada ve Odysseia destanlarının bir kopyasını almanı öneririm. Eğer kitap okumak istemiyorsan, destanların sesli kitap versiyonlarını da dinleyebilirsin. Bir de Truva'da, Homeros'un anıtı bulunuyor. Bu anıtı da ziyaret etmeyi unutma.

Ulaşım/Konum İpucu: Truva'ya ulaşım oldukça kolay. Çanakkale şehir merkezinden kalkan otobüslerle veya özel araçla buraya ulaşabilirsin. Truva'da konaklama imkanları da mevcut. Eğer Truva'da birkaç gün geçirmek istersen, buradaki otellerde veya pansiyonlarda kalabilirsin. Bir de Truva'nın meşhur şaraplarını denemeni tavsiye ederim.


5. Arkeolojik Kazılar: Geçmişin İzlerini Sürmek

Dostum, Truva sadece o meşhur attan ibaret değil! Burası aynı zamanda bir arkeolojik sit alanı. Yani burada sürekli olarak kazılar yapılıyor ve geçmişe ait yeni bulgular ortaya çıkarılıyor. Eğer arkeolojiye meraklıysan, Truva'yı gezerken kazı alanlarını da ziyaret etmeni öneririm.

Kazı alanlarında, Truva'nın farklı katmanlarına ait kalıntılar görülebilir. Bu kalıntılar, Truva'nın ne kadar eski bir şehir olduğunu gösteriyor. Bir de bu kalıntılar sayesinde, Truva'nın tarihini daha iyi anlayabiliyoruz. Şaka bir yana, kazı alanlarını gezerken, sanki bir zaman makinesiyle geçmişe yolculuk yapmış gibi hissediyorsun.

Kazı alanlarında çalışan arkeologlarla sohbet etme fırsatı da bulabilirsin. Onlar sana Truva'nın tarihi hakkında ilginç bilgiler verebilirler. Bir de kazılarda bulunan eserlerin nasıl korunduğunu ve restore edildiğini öğrenebilirsin. Şaka bir yana, arkeologlarla sohbet etmek, Truva'yı daha iyi anlamana yardımcı olacak.

Gezgin Notu: Kazı alanlarını gezerken dikkatli olmanı öneririm, çünkü bazı alanlar tehlikeli olabilir. Bir de kazı alanlarında fotoğraf çekmek serbest ama bazı alanlarda yasak olabilir. O yüzden fotoğraf çekmeden önce izin almayı unutma.

Ulaşım/Konum İpucu: Truva'daki kazı alanlarına ulaşım oldukça kolay. Truva ören yerinden yürüyerek veya araçla buraya ulaşabilirsin. Kazı alanlarının yakınında otopark da mevcut. Bir de kazı alanlarının yakınında yemek yiyebileceğin restoranlar da var. Özellikle kazılardan sonra, Truva'nın meşhur gözlemesini denemeni tavsiye ederim.


6. Çanakkale Şehitler Abidesi: Vatan Uğruna Can Verenlere Saygı

Yahu, Çanakkale'ye gelmişken Şehitler Abidesi'ni ziyaret etmemek olmaz! Burası, Çanakkale savaşlarında hayatını kaybeden askerlerimizin anısına yapılmış bir anıt. Anıt, Gelibolu Yarımadası'nda bulunuyor ve her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Eğer tarihe ve şehitlerimize saygı duymak istersen, burayı mutlaka ziyaret etmelisin.

Şehitler Abidesi, sadece bir anıt değil, aynı zamanda bir müze gibi. Anıtın içinde, Çanakkale savaşları hakkında bilgi veren panolar ve fotoğraflar bulunuyor. Bu panolar ve fotoğraflar sayesinde, savaşın nasıl gerçekleştiğini ve askerlerimizin neler yaşadığını daha iyi anlayabiliyorsun. Şaka bir yana, Şehitler Abidesi'ni gezerken, tüylerin diken diken olacak.

Anıtın dışında ise, şehitlerimizin mezarlarının bulunduğu bir mezarlık bulunuyor. Bu mezarlıkta, binlerce şehidimizin adı yazılı. Mezarlığı gezerken, o askerlerin neler hissettiğini ve vatanları için nasıl canlarını verdiklerini hayal etmeye çalış. Şaka bir yana, şehitlerimizin mezarlarını ziyaret etmek, onlara olan saygını göstermenin en güzel yolu.

Gezgin Notu: Şehitler Abidesi'ni ziyaret ederken, kıyafetlerine dikkat etmeni öneririm. Burası kutsal bir mekan olduğu için, saygısız kıyafetler giymekten kaçınmalısın. Bir de anıtta fotoğraf çekmek serbest ama bazı alanlarda yasak olabilir. O yüzden fotoğraf çekmeden önce izin almayı unutma.

Ulaşım/Konum İpucu: Şehitler Abidesi'ne ulaşım oldukça kolay. Çanakkale şehir merkezinden kalkan otobüslerle veya özel araçla buraya ulaşabilirsin. Anıtın önünde otopark da mevcut. Bir de anıtın yakınında yemek yiyebileceğin restoranlar da var. Özellikle anıttan sonra, Gelibolu'nun meşhur balık ekmeğini denemeni tavsiye ederim.


7. Kilitbahir Kalesi: Boğazın Bekçisi, Tarihin Tanığı

Yahu, Çanakkale'ye gelmişken Kilitbahir Kalesi'ni görmeden dönmek olmaz! Bu kale, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış ve Çanakkale Boğazı'nın en stratejik noktalarından birine inşa edilmiş. Kale, yüzyıllar boyunca boğazın güvenliğini sağlamış ve birçok savaşa tanıklık etmiş. Eğer tarihe ve savunma yapılarına meraklıysan, burayı mutlaka ziyaret etmelisin.

Kilitbahir Kalesi, sadece bir kale değil, aynı zamanda bir müze gibi. Kalenin içinde, Osmanlı dönemine ait silahlar, zırhlar ve savaş aletleri sergileniyor. Bu eserler sayesinde, kalenin nasıl savunulduğunu ve askerlerin neler kullandığını daha iyi anlayabiliyorsun. Şaka bir yana, Kilitbahir Kalesi'ni gezerken, sanki bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsun.

Kalenin tepesinden ise, Çanakkale Boğazı'nın muhteşem manzarasını seyredebilirsin. Boğazın iki yakasını, gemilerin geçişini ve Gelibolu Yarımadası'nı buradan görebilirsin. Şaka bir yana, Kilitbahir Kalesi'nin tepesinden manzara seyretmek, gerçekten de unutulmaz bir deneyim.

Gezgin Notu: Kilitbahir Kalesi'ni ziyaret ederken, rahat ayakkabılar giymeni öneririm, çünkü kalenin içinde çok fazla merdiven var. Bir de kalenin içinde fotoğraf çekmek serbest ama flaş kullanmak yasak. O yüzden fotoğraf çekerken dikkatli ol.

Ulaşım/Konum İpucu: Kilitbahir Kalesi'ne ulaşım oldukça kolay. Çanakkale şehir merkezinden kalkan otobüslerle veya özel araçla buraya ulaşabilirsin. Kalenin önünde otopark da mevcut. Bir de kalenin yakınında yemek yiyebileceğin restoranlar da var. Özellikle kaleden sonra, Kilitbahir'in meşhur midye dolmasını denemeni tavsiye ederim.


8. Aynalı Çarşı: Tarihi Dokusuyla Alışveriş Keyfi

Yahu, Çanakkale'ye gelmişken Aynalı Çarşı'ya uğramadan dönmek olmaz! Bu çarşı, 19. yüzyılda yapılmış ve o zamandan beri Çanakkale'nin en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuş. Çarşı, tarihi dokusuyla ve otantik atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Eğer alışveriş yapmayı ve yöresel ürünler almayı seviyorsan, burayı mutlaka ziyaret etmelisin.

Aynalı Çarşı'da, yöresel el sanatları ürünleri, hediyelik eşyalar, takılar, tekstil ürünleri ve daha birçok şey bulabilirsin. Çarşıda dolaşırken, esnaflarla sohbet etme ve pazarlık yapma fırsatı da bulabilirsin. Şaka bir yana, Aynalı Çarşı'da alışveriş yapmak, gerçekten de keyifli bir deneyim.

Çarşının içinde, tarihi kahvehaneler ve restoranlar da bulunuyor. Bu mekanlarda, yöresel lezzetleri tadabilir ve geleneksel Türk kahvesi içebilirsin. Şaka bir yana, Aynalı Çarşı'da yemek yemek, gerçekten de karnını doyurmanın en lezzetli yolu.

Gezgin Notu: Aynalı Çarşı'da alışveriş yaparken, pazarlık yapmaktan çekinme. Esnaflar genellikle indirim yapmaya razı oluyorlar. Bir de çarşıda kredi kartı geçmeyebilir, o yüzden yanında nakit para bulundurmanı öneririm.

Ulaşım/Konum İpucu: Aynalı Çarşı'ya ulaşım oldukça kolay. Çanakkale şehir merkezinde bulunuyor ve yürüyerek buraya ulaşabilirsin. Çarşının yakınında otopark da mevcut. Bir de çarşının yakınında toplu taşıma durakları da bulunuyor.


9. Bozcaada: Huzurun ve Şarabın Adresi

Yahu, Çanakkale'ye gelmişken Bozcaada'ya gitmemek olmaz! Bu ada, Ege Denizi'nde bulunuyor ve Çanakkale'ye feribotla yaklaşık bir saat uzaklıkta. Bozcaada, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve meşhur şaraplarıyla ziyaretçilerini cezbediyor. Eğer huzurlu bir tatil geçirmek ve şarap tadımı yapmak istersen, burayı mutlaka ziyaret etmelisin.

Bozcaada'da, tarihi Rum evleri, dar sokaklar, şarap bağları ve birbirinden güzel plajlar bulunuyor. Adada dolaşırken, Rum kültürünün izlerini görebilir ve Ege'nin tadını çıkarabilirsin. Şaka bir yana, Bozcaada'da dolaşmak, gerçekten de ruhunu dinlendirmenin en güzel yolu.

Bozcaada'nın meşhur şaraplarını tatmak için, adadaki şarap fabrikalarını ziyaret edebilirsin. Bu fabrikalarda, şarap yapımını öğrenebilir ve farklı şarapları tadabilirsin. Şaka bir yana, Bozcaada'da şarap tadımı yapmak, gerçekten de unutulmaz bir deneyim.

Gezgin Notu: Bozcaada'ya feribotla gitmek için, önceden bilet almanı öneririm, özellikle yaz aylarında feribotlar çok kalabalık oluyor. Bir de adada kredi kartı geçmeyebilir, o yüzden yanında nakit para bulundurmanı öneririm.

Ulaşım/Konum İpucu: Bozcaada'ya ulaşım, Çanakkale'den kalkan feribotlarla sağlanıyor. Feribotlar, Geyikli iskelesinden kalkıyor ve Bozcaada'ya yaklaşık bir saatte ulaşıyor. Bozcaada'da konaklama imkanları da mevcut. Eğer adada birkaç gün geçirmek istersen, buradaki otellerde veya pansiyonlarda kalabilirsin.


10. Assos Antik Kenti: Denize Nazır Bir Tarih Dersliği

Yahu, Çanakkale'ye gelmişken Assos Antik Kenti'ni görmeden dönmek olmaz! Bu antik kent, Behramkale köyünde bulunuyor ve denize nazır konumuyla ziyaretçilerini büyülüyor. Assos, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve önemli bir ticaret merkezi olmuş. Eğer tarihe ve antik kentlere meraklıysan, burayı mutlaka ziyaret etmelisin.

Assos'ta, antik tiyatro, agora, tapınaklar ve surlar gibi birçok tarihi yapı bulunuyor. Bu yapıları gezerken, antik çağların atmosferini soluyabilir ve o dönemde insanların nasıl yaşadığını hayal edebilirsin. Şaka bir yana, Assos'u gezerken, sanki bir zaman makinesiyle geçmişe yolculuk yapmış gibi hissediyorsun.

Assos'un tepesinden ise, Ege Denizi'nin muhteşem manzarasını seyredebilirsin. Midilli Adası'nı ve Ayvacık kıyılarını buradan görebilirsin. Şaka bir yana, Assos'un tepesinden manzara seyretmek, gerçekten de unutulmaz bir deneyim. Bir de gün batımına denk gelirsen, tadından yenmez. Akşam üzeri o rüzgar yüzüme çarptığında, içimde tarifsiz bir huzur belirdi. Sanki yüzyıllardır burada olan taşlar bile benimle birlikte o anın tadını çıkarıyordu. Güneşin son ışıklarıyla parlayan denizi seyrederken, zamanın durduğunu hissettim.

Gezgin Notu: Assos'u ziyaret ederken, rahat ayakkabılar giymeni öneririm, çünkü antik kentte çok fazla yokuş var. Bir de antik kentte fotoğraf çekmek serbest ama bazı alanlarda yasak olabilir. O yüzden fotoğraf çekerken dikkatli ol.

Ulaşım/Konum İpucu: Assos'a ulaşım, Ayvacık'tan kalkan otobüslerle veya özel araçla sağlanıyor. Assos'un yakınında otopark da mevcut. Bir de Assos'un yakınında yemek yiyebileceğin restoranlar da var. Özellikle Assos'tan sonra, Behramkale'nin meşhur zeytinyağlılarını denemeni tavsiye ederim.


Yolunuz açık, rotanız güzel olsun!

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow

Seyyah Çok gezen, çok bilen bir seyyah!